4 Aralık 2011 Pazar

SİYAHLAŞMA....

Görüyorum ki siyahlaşıyorsun...

Siyahlaşma...

Siyah yasın rengidir, karamsarlığa delalet eder. Yas ise ölenin ardından tutulur. Gidenin ardından yas tutmak mantıksızdır. Geleceğe çakılmış fenerin üstüne katran dökmektir.

Hani "Hayat umut akan bir sudur ve elbet yolunu bulur" diyordun... Siyahlaştıkça karanlığa çekilirsin ve hayatın gözleri karanlıkta yolunu bulacak özgürlüğe ve yeteneğe sahip değildir.

Siyahlaşmak, içinde kaynayan kazanın suyunu dışarı dökmektir. Ama kaynar suyun kimseye zarar vermediğini düşünmek de hatadır. Su döküldüğü yerde kalmaz sadece... Sıçrar, yayılır, ya da bir yolunu bulup gitmeye akmaya, yakmaya çalışır.

"Tabiat ezelidir. Tabiatı bozmak günahtır."

Siyahı çok severim, ama bu benim tabiatimdir. Ve ben siyahın üzerine başka renkler karıştırıp aslı bozarsam suretlere olan meylim ziyadeleşir ve hiç bir zaman suret aslın yerini tutmaz.

Siyah, öyle bir renktir ki yanına ne koysanız yakışır. Ama yanına yine bir siyah yaftalarsanız orda bir müştereklikten söz edilemez. Çifti teke düşürmek, siyahı yanlızlaştırmaktır bu, cinayettir bu... Siyahın aşık olduğu renklere ihanettir, siyaha, siyahın asaletine saygıda kusurdur...

Ve en nihayetinde renklerin siyahlaşmaya çalışması en çok siyahları yaralar...

Her şey aslıyla kaimdir ve her şey aslına dönecektir...

Siyahın hatrı için...

Ne olur yapma!!!

A.S

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder