6 Eylül 2012 Perşembe

Tek Kişilik Oyun Saçmalamaca - 1

SAHNE - 1

(Kapkaranlık sahne... Slow bir müzik çalmaktadır...)

İNSAN : Şişşşşşşşştt....

(Müzik bir anda durur)

İNSAN : Niye geldiniz buraya? Bok mu var? Hayatınızda hiç kendine kendine konuşan insan görmediniz mi? Yoldan geçerken kendi kendine konuşan bir insan gördüğünüzde kıçınızla bile dönüp bakmazken, siz biri çıksın da kendi kendine konuşsun diye para ödediniz. Tebrik ediyorum sizi... (Güler) Zaten hepinizin gözünde kazıklanmış olmanın mahcubiyeti var. Tabi... Bizim hesabımız öyledir. Tek başımıza taksiye bindiğimizde zarar ederiz ama 7 kişi minibüse binmek yerine taksiye bindiğimizde kar ettiğimizi düşünürüz değil mi? Siz de şu an tek kişilik bir oyuna gelerek bütün paranızı tek kişiye kaptırmış olmanın zararını hesaplıyorsunuz büyük ihtimal... Neyse daha çok konuşacağız...

(Yüksek sesle bağırır)

İNSAN: Devam et...

(Müzik tekrar devam eder. Perdeyle birlikte ışıklar açıldığında koca sahnede bir kötü masa ve bir sandalye görürüz. Müzik de yavaşça kesilir. Derken İNSAN yavaşça içeri girer ve kötü sandalyeye oturur)

İNSAN : Aslında bu oyunu yazıp yazmamakta kararsızdım. Yani sizi buraya boşu boşuna çağırmış oldum bir bakıma. Çünkü yazmakla yazmamak arasında gidip gelinirken yazılan şeyler genelde yazılmaya değer şeyler değildir. Yazmak öyle alelade bir olay olsaydı ben dünyanın en alelade insanı olurdum.

(Sessiz kalır bir süre, şaşkınlıkla seyircilere bakar)

İNSAN : Ne bakıyorsunuz? Ben bunları konuşuyorum ama aslında bunları yazmıştım. Yani o kadar sayfa yazı yazmama rağmen hala yazamadığımı düşünen biriyim demek istiyorum. Netice itibariyle benden adam olmaz. Hem yazamadığını iddia etmesine rağmen sayflarca yazı yazan hem de başka hiç işi yokmuş gibi yazdıklarını ezberleyen, bir de üstüne insanları çağırıp ezberlediklerini dinlesinler diye para isteyen biriyim ben.  Yani önünzdeki bir buçuk saat boyunca beceriksiz bir adamın boş konuşmalarını dinlemek isteyenler kalsın, istemeyenler çıkabilir, gişede iade edecekler paranızı...

(Bekler, kimse çıkmaz tabi...)

İNSAN : (Güler) Bundan sonra çişinizi yapmaya gitseniz bile kendime hakaret sayarım bilesiniz... Neyse... (Ayağa kalkar ve gezinmeye başlar) Şu an şurada size bir şeyler anlatabilmek benim için bir mucize biliyor musunuz? Çünkü ben küçükken çok gerizekalıydım. Valla... Ben daha bir adımın ve soyadımın olduğunu doğana kadar öğrenemedim. Doğduktan sonra birileri değişik, ama duya duya bana standart gelen seslerle beni çağırmaya başladıklarında öğrendim adımı. Ama belli bir yaşa kadar duyduklarımı tekrar edemiyordum maalesef. Niye olduğunu sormadan söyliyeyim, anatomim izin vermiyordu çünkü... Yani beni ilk kucağına alan çıtır hemşireye "Bebeğim, çok tatlısın" demek için çırpınıyordum ama ağzım hareket etmiyordu ki. Belki o zaman aklımdan geçen bu sapıkça düşünceyi söyleseydim ağzımı kapatırdınız "aaa ne ayıp" diye ama şimdi ben konuşayım diye para ödüyorsunuz. İçinizde hemşire olan var mı? Hazır konuşuyorken bastırılmuş duygularmı açığa çıkarayım diyorum. 30 yıldır tutuyorum kendimi, özelde hiç bir hemşireye bunu diyemedim, herkesin içinde diyerek doruğa ulaşmak istiyorum.

(Sahnedekileri süzer gülümseyerek)

İNSAN: Olsa da çıkmaz ki zaten bunu duyunca... Korkmayın sahneden inmem yasak zaten, bir şey yapamam. Ama sahneye gelmek serbest... İyi... Yokmuş hemşire... Çıkışta hepinizi takip ettireceğim biriniz hemşire çıkarsa .... Neyse... Dediğim gibi ben küçükken gerizekalıymışım. Yani annem öyle olduğumu söylerdi. Yemeğimi kendim yiyemez, sürekli altıma yapar ve geceleri hep ağlarmışım. Annem beni uyutmka için dizine yatırıp sallarmış arabesk şarkı söyleyerek. Annem de değişik bir insan. "Çocukta zaten bezelye kadar beyin var, bir de ben ninni söyleyip onu da eritmeyim, büyüyünce delikanlı olsun bari" diye arabesk şarkı söylermiş. O yüzden birisi ne zaman yanımda "Müslüm Gürses" dese uykum gelir benim.  Napiyim, annem öyle yetiştirmiş beni. Aslında bu gerizekalılık meselesi biraz da annemden kaynaklanıyor. Yanlış anlamayın, annem de gerizekalı demek istemiyorum. Annem çok zeki olduğu için beni gerizekalı zannetmiş. Düşünsene,  dünyanın en zeki kadınısın, hamilesin ve karnından sana benzer bir şey çıkıyor ama hareketleri sana hiç benzemiyor? Sürekli ağlıyor, altına yapıyor, senden çıkan bir sıvıyla besleniyor ve daha adını söyleyemiyor yahu! Bildiğin gerizekalı işte...

..............

(devamı gelir elbet, hatta gelmeli)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder